Access Consciousness
ile 2015 yılı Temmuz ayında, yıllardır mücadele ettiğim bir hastalığa karşı pes
etmek üzereyken tanıştım. O tarihte tek bir Access Bars seansı aldıktan sonra
kendimi bu kadar iyi hissetmemin ya da iyileşmemin mümkün olamayacağını düşündüğüm
için tanıştığım ve yaşadığım bu mucizeyi reddederek cevabı tıpta aramaya devam
ettim. Ama ikinci kez yatağa düşüp doktora gidemeyecek hale gelince bir Bars
seansı daha alıp tekrar ayağa kalktım. 6-7 ay sonra artık direnmekten vazgeçtim
ve her ne kadar inanmasam da bazı tıbbi tedaviler için kullandığım
deneme-yanılma yöntemini Access Bars için de kullanmaya karar verdim. Tam
anlamıyla “battı balık yan gider” mantığıyla arka arkaya 3 Bars seansı ve bir
sonraki hafta da Access Bars Sınıfı alarak kendi mucizemi kalıcı olarak
yarattım J
5-6 yıldır mücadele verdiğim, dünyada 2,5
milyon insanın muzdarip olduğu, iyileşmek için denemediğim tedavi kalmayan
hastalık, arka arkaya haftada bir kez aldığım 3 Bars seansı sonrasında
hayatımdan tamamen çıkıp gitmişti. 17 ilaç ve takviye ile ağrılara dayanmam
için verdikleri 2 anti-depresanı bıraktım ve 3 yıldır her gün yeniden sağlıklı
olmanın mutluluğunu ve şükranını yaşıyorum. Bundan daha iyi nasıl olur?
Aklımla bunun ne olduğunu, nasıl olduğunu
anlayamıyordum. Ama artık işe yaradığını inkar edemez haldeydim, o yüzden
araştırmaya başladım.
Access
Consciousness,
Gary
Douglas ve
Dr.
Dain Heer’in YouTube’taki ücretsiz videolarını izlemeye,
VoiceAmerica
radyo şovlarını dinlemeye başladım. Bulabildiğim bütün
blog
yazılarını okuyor, notlar alıyordum. Bir gün internette, hasta olduktan sonra
yerleştiğim Bodrum’da 3 Günlük Access Beden Sınıfı yapılacağını okudum. “İşte
bu!” diye bir çığlık attım. Eğer Access Bars ile böyle bir mucize yaşadıysam
Beden Sınıfında öğrendiğim beden prosesleriyle kim bilir neler yapabilirdim? Bedenimle
başka hangi olasılıkları keşfedebilirdim? Bedenimle nasıl bir ilişki ve
iletişim kurabilirdim? Hemen sınıfa kayıt oldum. Ancak sınıfa katılmak için bir
ön koşul vardı; The Foundation sınıfı almış olmak. Hemen katılabileceğim bana
yakın bir The Foundation Sınıfı buldum, ona da kayıt oldum.
Ancak elimde avucumda ne varsa tedavilere
harcadığım için beş kuruş param yoktu. Bunun üzerine izlediğim videolar ve
okuduğum yazılardan öğrendiğim şeyi yapmaya karar verdim; Soru Sormaya
başladım! Her sabah uyanır uyanmaz soru sormaya başlıyor ve bütün gün soru
sormaya devam ediyordum. 1 hafta sonra her iki sınıfın toplam ücretinin 3 katı
param vardı. Ve her iki sınıfa da katılmakla kalmadım, aynı zamanda Parayla
Yakınlık akşam sınıfına ve Altın Gezegen seminerine de katıldım. Bunun yanında
muayene, tahlil, ilaç ödemeleriyle dolu olan kredi kartı borcumla birlikte kendime
yeniden bir iş yaratana kadarki zamanda aidat ve faturalarımı da bu paradan
ödedim.
Parayla Yakınlık akşam sınıfında öğrendiğim
tek bir soruyla kendime yepyeni bir iş yarattım; “Benim severek yapacağım,
yaparken çok eğleneceğim ve bana çok para kazandıracak olan kabiliyetim,
yeteneğim nedir?” Aklınıza gelecek olan ilk cevap; “Yok ki!” olacak. Aklınıza
kulak asmayın, sormaya devam edin!
Bir hafta hiç durmadan merakla, coşkuyla bu
soruyu sordum ve arkasından Gary Douglas ile Dr. Dain Heer’in yapacakları
yıllık Küresel Bars ve The Foundation sınıflarını tercüme etme teklifini aldım.
O günden beri Access Consciousness® için yazılı ve simultane tercümeler yapmak
için dünyayı geziyorum. Ve simultane tercüme bana bir şeyi “olmak” ile “yapmak”
arasındaki farkı öğretti, hiç farkında olmadığım ve hatta küçümsediğim
yeteneklerim ve kabiliyetlerim olduğunu öğretti, en önemlisi arzu ettiğim,
keyif aldığım şeylerle aramda kendimden ve bakış açılarımdan başka bir engel
olmadığını öğretti. Eğer ispat istiyorsanız bu iş için üniversite diploması
olmadığı halde simultane tercüme işi yapan ve bu iş için dövizle para kazanan
birisi olarak karşınızda ben varım. Siz kendiniz için hangi eğlenceli, muhteşem
işi yaratmak isterdiniz?
Ama ben hiç yetinmedim. “Aaa, güzel, tamam,
ben Bars öğrendim, bu bana yeter.” demedim. İlla da billa da her şey benim
istediğim gibi olsun diye diretmedim. Gary ve Dain’den öğrendiğim gibi sadece
sormaya ve evrenin bana hediye ettiklerini alıp kabul etmeye gönüllü oldum. Ne
yalan söyleyeyim, her şey benim akıl edebildiğimden, düşünebildiğimden ve hatta
hayal edebildiğimden daha da harika gerçekleşti J
Şimdi bir yandan
Access Bars ve
The
Foundation sınıfları ile
Access Bars,
SOP
ve
ESSE
seansları verirken bir yandan da Access için yazılı ve simultane tercümeler
yapıyor, Türkiye Çalışma Grubu ve Müşteri İlişkilerinde çalışırken dünya
çapındaki Access sınıflarında Canlı Yayın Ev Sahipliği yapmak için eğitim
alıyorum. Bir zamanlar yatalak halde olduğuma inanmak çok güç değil mi? O zaman
şimdi başka neler mümkün? Sormaya devam…
Hiç durmadığım, asla vazgeçmediğim, sürekli
sormaya, daha fazlasını istemeye devam ettiğim ve açığa çıkan her şeyi alıp
kabul etmeye gönüllü olduğum için kendime şükrediyorum…
Lütfen siz de durmayın, asla vazgeçmeyin,
yetinmeyin, sorun, sormaya, daha fazlasını istemeye ve alıp kabul etmeye devam
edin. En azından buna gönüllü olun J
Kendi hediyelerinizi keşfettikçe kendinize, herkese, bu dünyaya hayran
kalacaksınız. Şu anda gözünüze her nasıl görünüyor olsalar da…
Tuğba Oksal
Access Consciousness®
Sertifikalı Kolaylaştırıcı
& Tercüman