Kaos: Değişime Davet


Ya "kaos" zannettiğimiz gibi "yıkıp, felaket, son" demek değilse... Ya kaosta değişime davetse... 

Kaos: Değişime Davet

Kaos ve düzen ile ilgili yeni bir söyleşi başlığımız var. İlham veren her söyleşi gibi bu da bir sürü soruyu gündeme getirdi. Ya kaos ve düzen bizim zannettiğim gibi bir şey değilse? Ya her şeyi tersinden anladıysak? Ya düzen, karar verdiğimiz gibi iyi ve doğru bir şey değilse? Ve kaos, bize söylendiği gibi kötü ve yanlış bir şey değilse?  
Kaosun aslında daha büyük bir olasılığa davet olduğunu değerlendirmeye gönüllü olur muydunuz? Farklı, biliyorum. Ama ya bu doğruysa?
Çoğumuz şu fikre sahibiz; eğer insanların hayatından kaosu çıkarırsak her şey daha iyi olur. Eğer bir şekilde kaosu çıkarır ve biraz düzen aşılarsak dünya daha iyi bir yer haline gelir. Daha fazla nezaket, daha fazla olasılık, daha fazla dahil olma ve daha az yargı olur. Biz sorunun kaos olduğuna inandık ve ondan kurtulmaya çalıştık. Her şeyi daha iyi hale getirmek için hayatımızın her alanını, dünyamızı ve bağlantıda olduğumuz herkesi düzene sokmaya çalıştık. Tek problem, bu asla işe yaramadı.
Ya işe yaramamasının sebebi, düzenin bu gezegende değişimi yaratmak için gereken şey olmamasıysa? Ya gereken şey kaossa?
Aslında düzen yargıdır, limittir, sahip olduğumuz bütün bakış açılarıdır, her şeyin nasıl olması GEREKTİĞİ ile ilgili verdiğimiz karardır, olmak ZORUNDAdır, olması ŞARTdır... Burada seçim nerede? Burada özgürlük nerede? Burada olasılık nerede? Oh evet, hiç yok.
Etrafınıza bir bakın. İşe yaramayan her şey düzene dayanıyor. Düzen der ki; “Biz bunu böyle yaparız. Her zaman böyle yaptık. Her zaman da böyle yapacağız.”. Düzen der ki; “Eğer başarılı olmak istiyorsan, uyum sağlamak istiyorsan önce A’yı yapmalısın, sonra B’yi ve sonra da C’yi.”. Ve “Eğer emniyet ve güvenlik istiyorsan mevcut durumu üzmemelisin. Belli talimatları takip etmeli, kutunun ve renkli çizgilerin içinde kalmalısın.”. Bu benden başka birilerinde de çığlık atma isteği uyandırıyor mu?
Düzene mecbur bırakıldığımız ve farklı olmak istemediğimiz için çoğumuz kültürümüz, toplumumuz ve dünyamızın düzeninden işlemek için her şeyi denedik. Şöyle ki bir çoğumuz aynı şekilde değerli görülmese de doğal olarak kaostan işlev gösteririz. Sıklıkla kendimizde bir yanlışlık olduğuna karar verir ve uyum sağlamak için elimizden geleni yaparız.
Ya yanlış değilseniz? Ya sizde yanlıştan çok, daha fazla doğru olan şey varsa. Her zaman bildiğiniz ama sizinle aynı bakış açısına sahip başka kimse olmadığı için vazgeçtiğiniz ne var? Ve eğer kaosun değeri şu ana kadar anlaşılmadıysa?
Kaosa bir bakalım. Kaos bugüne kadar var olan en müthiş olasılıktır. Kaos, sorudur. Kaos sorar; “Bundan başka neler mümkün?”, düzen cevap verir; “Biz bunu böyle yaparız.”. Kaos der ki; “Evet ama bundan başka ne YAPABİLİRİZ? Bundan başka ne YARATABİLİRİZ? Eğer hiç limit olmasaydı gerçekten ortaya ne çıkabilirdi?”.
Düzen der ki; “En fazla bu kadar uzağa gidebiliriz.”. Herkesin dünyayı düz zannettiği zamanı hatırlayın. Bu düzen noktasıydı. Kaos dedi ki; “Ya düz değilse? Ya yuvarlaksa? Ya daha fazlası varsa? Ya şu anda düşündüğümüz ve inandığımızın ötesine uzanıyorsa?”.
Görkemli her şey kaos ile yaratılmaya başlandı, birinin soru sormasıyla, birisinin daha fazlasını talep etmesiyle. Yaratım, kaostur. Olasılık, kaostur. Neşeli olma hali, kaostur. Kaosun coşkun ifadesidir. Sizin kendiniz olmanız kaostur. Siz tanımlanamazsınız. Siz sınırlanamazsınız. Siz bir kutuya konamazsınız. Sizin, olduğunuz parlaklığınız, görkeminiz ve büyüklüğünüz olmanız kaosun yaratıcı olasılığıdır.
Güneşi düşünün. Güneş kaostan işlev gösterir. O, kendi kendisinin enerji kaynağıdır. O, asla yemek yemeye veya uyumaya ihtiyaç duymaz. O, asla yaşlanmaz ( ya da en azından milyarlarca yıl gerekir). Ya siz de güneş gibi işliyorsanız? Ya düzeni sürdürmeye çalışmak yerine kendi dünyanızda kaosa izin vermeye istekli olsaydınız? Ya kesintisiz enerji, kesintisiz neşe olabilseydiniz? Ya yaratmak istediğiniz her şey, -parayla, ailenizle ilgili şeyler de dahil- sabah kalkıp mutsuz olmamak mümkün olsaydı? Ya bu, bütün bunların ortaya çıkmasını sağlayacak olan kaosu kucaklamakla başlayacak olsaydı?   
Siz, bu dünyanın henüz görmediği mucizesiniz. Siz, daha iyi bir yarının olasılığısınız. Değişimi yaratacak olan kaosu davet etmeye istekli olur muydunuz? Ya yeryüzü bunu istiyorsa ve şimdi tam zamanıysa?

Dr. Dain Heer

Çeviri: Tuğba Oksal
Yazının orijinalini okumak için burayı tıklayın. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder